1912
yılında Şehreminliği vazifesine başlayan Operatör Dr. Cemil ( Topuzlu ) Paşa 80
Yıllık Hatıralarım adlı anılarında yaptığı icraatlarında ekmekçilere yer
ayırmış. Bakalım fırıncıları nasıl hizaya koymuş…
“ …
Hele ekmekler son derece bozuk ve ekseriya tartıca eksikti. Mâlumdur ki bütün
medenî şehirlerde ekmek hıfzısıhha kaidelerine uygun fabrika ve fırınlarda
pişirilir.Tartı ile ya pastanelerde ve yahut yalnız ekmek satmaya mahsus temiz
dükkanlarda kağıda sarılı olarak satılır.
Şehrimizde ise ekmekler birkaç yüze
baliğ olan pis fırınlarda tablakârların kirli ayaklarıyla yoğrulur ve çamurlu
kunduralarıyla tezgâhlara konulur ve tartısız olarak oracıkta satılırdı. Dükkânların
hiç birinde camekân bulunmadığından ekmekler toz toprağa maruz kalır, halk da
bu suretle bu kirli mikroplu ekmekleri yerlerdi. Ocaklardan ekmek çıkarmaya
mahsus kürekler de pek uzun olduğundan bunların uçları yaya kaldırımlarına
kadar fırlar, gelen geçenleri iz’ac ( rahatsız ) eder ve hattâ bazı kere sakatlardı.
Bundan başka ekmekler üstü açık gayet pis küfeler içinde taşınırdı. s. 107
…
Evvelâ fırınlara uğradım. Dışarıda, dükkânın önüne ve içerideki ekmek
satış yerine camekân yaptırmayan, ekmekleri ayak basılan yerlerde bırakan,
sokaklara kadar küreklerini uzatan, bozuk ve tartıca eksik ekmek satan ve hamur
yapılan yerlerdeki çırak ve ameleye beyaz ketenden temiz gömlek ve beyaz başlık
taktırmayan fırıncıların fırınları içinde ne kadar ekmeği varsa hepsini
toplatıp kamyona doldurdum. s. 120–121
…
Ben
Şehremanetine geldiğim zaman, fırınların camekânı bile yoktu. Amele gayrı sıhhî,
ekmekler yerdi. Bir talimatname vücuda getirdim. Fırınlarda camekânlar
yaptırdım. Ekmekleri duvardan duvara raflara istif ettirdim. Küreklerin
fırınlardan dışarıya çıkmalarını menettim. Ameleyi sıhhi kontrole tabi tuttum. s.
166 “
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder