26 Nisan 2012 Perşembe

Bir Menkıbe

    Hünkâr(H.Bektaş Veli), Kayseri'den Ürgüp'e gelirken yolda, Sineson( Mustafapaşa) adlı bir Hıristiyan köyüne ulaştı. Hıristiyanlar, çavdar ekmeği pişirmişlerdi. İçlerinden bir kadın başına bir tekne almış, ekmek götürmekteydi. Hünkârı görünce hemen tekneyi başından indirdi; derviş dedi, lûtfet, bir parça al ye; bizim yerimizde buğday bitmez, ayıplama.
    Hünkâr, bu sözü duyunca, bereketli olsun, çavdar ekin, buğday biçin; küçük hamur yapın, büyük somun alın dedi. Şimdi hâlâ o köyde çavdar ekerler, buğday biçerler. Küçük hamurlar yapıp fırına atarlar, büyük somun çıkarırlar. Buğday ekerlerse çavdar olur, fakat çavdar ekince buğday biçerler. Gene bu yüzden o köydeki Hıristiyanlar, Hünkâr'ın oturduğu makamı ziyaret ederler, her yıl toplanıp gelirler, kurbanlar, adaklar getirip şenlik ederler...
                                                                                  Vilâyetnâme'den...

14 Nisan 2012 Cumartesi

Osmanlı Dönemi Ekmek Vesikası

İaşe-i Umumiyye bir kişilik ekmek vesikası...
Posted by Picasa

Bu Bir Reklamdır !

 
Dönemi açısından iddalı bir açılış... Fırınlarda ekmeklerin poşetlere konması 1985'den sonra başlamasını göz önüne alırsak erken bir başlangıç... Temizlik vurgusu da önemli bir vurgu... Bir not da benden... Feriköy'e giderek fırının izini aradım... Mahallenin eski bir yaşlısı fırını hatırladı. Fırının yerinde bir market zincirinin şubesi vardı...
Posted by Picasa