13 Şubat 2013 Çarşamba

Cemil Topuzlu Paşa ve Fırıncılar


              1912 yılında Şehreminliği vazifesine başlayan Operatör Dr. Cemil ( Topuzlu ) Paşa 80 Yıllık Hatıralarım adlı anılarında yaptığı icraatlarında ekmekçilere yer ayırmış. Bakalım fırıncıları nasıl hizaya koymuş…
               “ … Hele ekmekler son derece bozuk ve ekseriya tartıca eksikti. Mâlumdur ki bütün medenî şehirlerde ekmek hıfzısıhha kaidelerine uygun fabrika ve fırınlarda pişirilir.Tartı ile ya pastanelerde ve yahut yalnız ekmek satmaya mahsus temiz dükkanlarda kağıda sarılı olarak satılır.
                Şehrimizde ise ekmekler birkaç yüze baliğ olan pis fırınlarda tablakârların kirli ayaklarıyla yoğrulur ve çamurlu kunduralarıyla tezgâhlara konulur ve tartısız olarak oracıkta satılırdı. Dükkânların hiç birinde camekân bulunmadığından ekmekler toz toprağa maruz kalır, halk da bu suretle bu kirli mikroplu ekmekleri yerlerdi. Ocaklardan ekmek çıkarmaya mahsus kürekler de pek uzun olduğundan bunların uçları yaya kaldırımlarına kadar fırlar, gelen geçenleri iz’ac ( rahatsız ) eder ve hattâ bazı kere sakatlardı. Bundan başka ekmekler üstü açık gayet pis küfeler içinde taşınırdı.  s. 107
                  …
                 Evvelâ fırınlara uğradım. Dışarıda, dükkânın önüne ve içerideki ekmek satış yerine camekân yaptırmayan, ekmekleri ayak basılan yerlerde bırakan, sokaklara kadar küreklerini uzatan, bozuk ve tartıca eksik ekmek satan ve hamur yapılan yerlerdeki çırak ve ameleye beyaz ketenden temiz gömlek ve beyaz başlık taktırmayan fırıncıların fırınları içinde ne kadar ekmeği varsa hepsini toplatıp kamyona doldurdum. s. 120–121
                  …
                  Ben Şehremanetine geldiğim zaman, fırınların camekânı bile yoktu. Amele gayrı sıhhî, ekmekler yerdi. Bir talimatname vücuda getirdim. Fırınlarda camekânlar yaptırdım. Ekmekleri duvardan duvara raflara istif ettirdim. Küreklerin fırınlardan dışarıya çıkmalarını menettim. Ameleyi sıhhi kontrole tabi tuttum. s. 166 “

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder